بِسْمِ ٱللَّهِ ٱلرَّحْمَٰنِ ٱلرَّحِيمِ

إِنَّهُۥ كَانَ فِىٓ أَهْلِهِۦ مَسْرُورًا ١٣

Çünkü o, (dünyada iken) ailesi içinde sevinçli idi.

– Diyanet İşleri

إِنَّهُۥ ظَنَّ أَن لَّن يَحُورَ ١٤

Çünkü o hiçbir zaman Rabbine dönmeyeceğini sanırdı.

– Diyanet İşleri

بَلَىٰٓ إِنَّ رَبَّهُۥ كَانَ بِهِۦ بَصِيرًا ١٥

Hayır! Sandığı gibi değil! Şüphesiz Rabbi onu görüyordu.

– Diyanet İşleri

فَلَآ أُقْسِمُ بِٱلشَّفَقِ ١٦

Yemin ederim şafağa,

– Diyanet İşleri

وَٱلَّيْلِ وَمَا وَسَقَ ١٧

Geceye ve içinde topladıklarına,

– Diyanet İşleri

وَٱلْقَمَرِ إِذَا ٱتَّسَقَ ١٨

Dolunay hâlindeki aya ki,

– Diyanet İşleri

لَتَرْكَبُنَّ طَبَقًا عَن طَبَقٍ ١٩

Şüphesiz siz hâlden hâle geçeceksiniz.

– Diyanet İşleri

فَمَا لَهُمْ لَا يُؤْمِنُونَ ٢٠

Böyleyken onlara ne oluyor da iman etmiyorlar?

– Diyanet İşleri

وَإِذَا قُرِئَ عَلَيْهِمُ ٱلْقُرْءَانُ لَا يَسْجُدُونَ۩ ٢١

Onlara Kur’an okunduğu zaman secde etmiyorlar.

– Diyanet İşleri

بَلِ ٱلَّذِينَ كَفَرُواْ يُكَذِّبُونَ ٢٢

Daha doğrusu, inkâr edenler (Kur’an’ı) yalanlıyorlar.

– Diyanet İşleri

وَٱللَّهُ أَعْلَمُ بِمَا يُوعُونَ ٢٣

Hâlbuki Allah, içlerinde ne sakladıklarını çok iyi bilir.

– Diyanet İşleri

AYARLAR
Okuyucu